2026 Mali Yılı Bütçesi ile ilgili Basın Açıklaması

“BÜTÇENİN SORUNLARI EKONOMİK SORUNLARIN KAYNAĞI HALİNE GELDİ”

2026 mali yılı bütçesi Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda ele alınmaya başlanmıştır. Bütçede öngörülen 25,2 milyar TL’lik açık, kamu maliyesinin sürdürülebilir olmadığını açık bir şekilde ortaya koyan en önemli göstergelerden olmuştur. 2024 yılı itibariyle bütçe açığı kalıcı bir yapısal özellik eğilimi gösterirken, 2026 bütçesinde öngörülen yüksek açık, hızla büyüyen borç stoku ve artan faiz ödemeleri, KKTC kamu maliyesinin sürdürülebilirlik açısından kritik bir eşiğe geldiğini göstermektedir.

Bütçe açığının yapısal bir nitelik kazanması, kamu kaynaklarının giderek daha büyük bir bölümünün faize ayrılmasına ve maliyenin manevra alanının daralmasına yol açmaktadır. Borçlanmalar çok büyük oranda yatırım yerine cari harcamaların finansmanına gitmekte, bu da faiz yükünü artırmaktadır. İç borç stokunun (DİBS) 14 milyar TL’yi aşması ve 2026 yılında 6,5 milyar TL faiz ödemesi öngörülmesi, ekonomik büyüme, özel sektör yatırımları ve kamu hizmetlerinin finansmanı üzerinde ciddi baskı oluşturmaktadır. Bu tablo, mali disiplinin güçlendirilmesi ve yapısal tedbirlerin gecikmeden hayata geçirilmesi gerektiğine işaret etmektedir.

Komite çalışmaları sonrası Genel Kurula sevk edilen  2026 Mali Yılı  bütçesinin yaklaşık %75’i personel giderleri, cari transferler ve sosyal güvenlik kurumuna devlet primi harcamalar için kullanılacaktır. Bu kalemlerin ortak özelliği bütçenin en büyük, hayat pahalılığı ayarlamaları ile hızlı ve otomatik büyüyen, esnek olmayan, aşağı yönde hareket edemeyen ve bütçe üzerinde kalıcı baskı oluşturmalarıdır. Bu ve buna benzer katı harcamalar enflasyonu takip eden değil, maliyet enflasyonunu körükleyen, özel sektörde ücret baskısı yaratarak ücret–fiyat sarmalını tetikleyen niteliklere sahiptir. Bu sorun, yıllar içinde oluşmuş ve KKTC’nin en önemli sorunu haline gelmiştir. 2026 yılı bütçesinde de bu konuda herhangi olumlu bir gelişme görülmemektedir. Bu eğilimler hayat pahalılığı sarmalı ile birlikte devam ederse 2026 yılında da kronik açık, hızlanan borçlanma, artan faiz yükü ve mali sürdürülebilirlik riski kaçınılmaz hale gelecektir.

Bu sorunlara karşılık kamu gelirlerindeki artışlar, ekonomik büyüme kaynaklı olmaktan çok mal ve hizmet fiyatlarının enflasyon etkisi ile yükselmesinden kaynaklanıyor; göstermeliktir! Kamu yönetimi, yasa ile belirlenmiş olan ENFLASYON MUHASEBESİ kurallarını uygulamamakta ısrar ederek enflasyonun şişirdiği fiyatlara dayanarak gelirlerini artırmaya çalışmaktadır.

Bütün bunlar göstermektedir ki kamu yönetimi, “batan batsın ama ben maaş ödemeye devam edeyim” anlayışı ile hareket etmektedir.

KKTC bütçesinin sorunları o kadar büyümüştür ki ekonomi tartışmalarının odağında bile devletin gelir-giderleri ve maaş ödemeleri yer alır duruma gelmiştir. Kamu maliyesi, ekonominin kendisi değildir. Kamu maliyesi, ekonomiden sağlanacak kaynakla zorunlu kamu hizmetlerini sürdürmek amaçlı bir organizasyon olmak yerine, Kıbrıs Türk ekonomisinin başlıca amacı ve sorunu haline gelmiştir. KKTC bütçesinin çok ciddi bir reforma tabi tutulmasının zamanı çoktan gelmişti; artık geçmek üzeredir.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası, uzun yıllardan beri KKTC’nin esaslı bir kamu reformuna ihtiyacı olduğunun altını çizmektedir. Bu reform yaklaşımı, kamu sektörünün yeniden şekillendirilmesini; sağlık, eğitim ve altyapı ihtiyaçlarımızın karşılanmasını hedeflemek zorundadır. KKTC’nin, acil olarak, kapsamlı tasarrufu ve mali disiplini sağlayacak, kayıtdışılığı önleyecek ve tüm kesimlerin  en önemli sorunu haline gelmiş olan pahalılıkla mücadeleyi içerecek reformlara ve tedbirlere ihtiyacı vardır.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası