KTTO Basın Açıklaması
Kıbrıs sorununa kapsamlı ve karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm bulmayı amaçlayan müzakerelerin, Kıbrıs’ı çevreleyen ve ihtilaflı olan “Münhasır Ekonomik Bölge”de hidrokarbon yatakları aranması ile ilgili gerginlik gerekçe gösterilerek askıya alınmış olması tarafımızdan üzüntü ve endişe ile karşılanmıştır.
Kıbrıs sorunu, uzun yıllar devam eden girişimlere rağmen hala çözümsüz kalmış olması nedeniyle, çok boyutlu bir sorun haline gelmiştir. “Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti” ve “toprak” gibi başta gelen ihtilafların yanısıra, Kıbrıs’ı çevreleyen sular da ihtilaflı olduğundan, bu bölgedeki doğal kaynakların değerlendirilmesi de çözüm bekleyen bu sorunun bir parçasıdır. Adamızdaki diğer tüm kaynakların olduğu gibi hidrokarbon yataklarının keşfedilmesi ve değerlendirilmesi de, Kıbrıs sorununun çözümlenmesi ile mümkün olabilecek; bir taraftan Ada’da yaşayan Kıbrıslı Türk ve Rumların, diğer taraftan da işbirliği içinde bulunabilecek ülkelerin kalkınması, güvenliği ve istikrarı için kullanılabilecektir.
Soruna bu açıdan bakıldığı zaman, hidrokarbon yatakları arama faaliyetleri gerekçe yapılarak Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulmak için izlenebilecek tek yöntem olan müzakere süreci zarar görmüştür. Dolayısıyla, Kıbrıs Rum tarafının hidrokarbon yataklarına ilişkin gelişmeleri neden göstererek müzakere sürecinden çekilme kararını şiddetle kınıyor, ve çözümü geciktirmenin ciddi potansiyel riskler getireceği endişesini taşıyoruz ! Buna karşın, Kıbrıs Rum Hükümet Sözcüsü’nün “masadan kaçmadıklarını, müzakerelere bir süre ara verdiklerini” söylemesi, şimdiki krizin kısa sürede çözümleneceğine dair umutlarımızı artırmaktır.
Yaşanan bu kriz, Adada hakim olan statükonun sürdürülemez ve Kıbrıs’ın yanısıra çevre ülkeler için de istikrarsızlık kaynağı olduğunu yeniden kanıtlamıştır. Bu anlamda, sözkonusu krizin tüm taraflara bir uyarı olmasını ve Kıbrıs sorununa adil ve kapsamlı bir çözüm bulunması için katkılarını yoğunlaştırmalarına vesile olmasını dileriz.