GAZİMAĞUSA-İSKELE BÖLGESİNDEKİ İMAR SORUNU İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

‘DEVLET KURUMLARI PLANLAMA YAPMAK YERİNE KARGAŞA YARATIYORLAR’

Gazimağusa ile İskele Bölgesi arasındaki gelişme ve imar faaliyetleri, kamu yönetiminin yetersizlikleri nedeniyle yeni bir karmaşaya dönüşmüş; bu alanda çalışan iş insanlarını ve bölge halkını iş yapamaz, mülklerini değerlendiremez duruma düşürmüştür.

Pek çok platformda, farklı pek çok kişi ve kurum tarafından sıkça ifade edildiği üzere, Kuzey Kıbrıs’ın başlıca gelişme alanlarından biri gayrimenkul sektörüdür. Dünyanın farklı yerlerinden adamıza gelip yaşamak isteyen insanlar için konut yaparak pazarlamak ve Covid-19 salgını sonrasında gelişen pazarlama araçlarından yararlanarak bu konutları turizm amaçlı olarak değerlendirmek Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik gelişmesinde yeni açılımlar yapmamıza olanak vermektedir. Ne yazık ki bu açılımlar, kamu yönetiminden kaynaklanan kargaşa nedeniyle yapılamamakta yatırımcılar ve konut alan yabancılar adeta bir tehdit altında tutulmaktadır. Gazimağusa-Yeni Boğaziçi-İskele gelişme bölgesi olarak tanımlanan bölgede dört yıldan beri sürdürülmekte olan ve Odamızın da çeşitli vesilelerle katkı koymaya çalıştığı imar planı bir türlü sonuçlandırılamamış; bölgenin planlı olarak gelişmesi, imar faaliyetlerini yasaklamak anlamı taşıyan emirnamelerle baskı altına alınmış ve nihayetinde sorun, mahkeme kararları ile içinden çıkılamaz bir hale getirilmiştir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, her çalışma veya kararın mahkemeye taşındığı; hiçbir kamusal uygulama veya planlamanın yapılamadığı garip bir ülke haline dönüştürülmüştür. Bu ortamdan kurtulmadan ilerleyemeyeceğimiz âşikardır. Bundan kurtulmanın yolunu “uzlaşma” olarak öngörüyor olsak bile, uzlaşmanın da ancak ve ancak “hukuka ve farklı görüşlere saygı” ile sağlanabileceğini vurgulamak istiyoruz.

Biliyoruz ki bahse konu bölgemizde binlerce konut, izin süreçleri bu karmaşa nedeniyle tam anlamı ile sonuçlandırılamadan tamamlanmış ve hatta satılmıştır. Bu karmaşanın devam etmesi, sorunları büyütmekten başka bir sonuç doğurmayacak; ülkemiz bir potansiyelini daha bu şekilde yitirmiş olacaktır. Belirtildiği şekilde, hukuka ve ülkenin gelişme perspektifine saygı temelinde sağlanacak bir uzlaşı, bu süreci en az zarar ile atlatmamızın tek yolu olarak görülmektedir. Bu aşamada önerimiz, Başbakan Sayın Üstel’in ilgili bütün tarafları bir masa etrafında toplayarak uzlaşı yollarını araması olacaktır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.