KTTO Basın Bildirisi

20/8/2015

Kıbrıs Türk Ticaret Odası, KKTC’deki elektrik arzına ilişkin tartışmaları ve zam haberlerini büyük bir kaygı ile takip etmektedir. Siyaset kurumunun, hayatımızın her alanını, her vatandaşı ve her ekonomik sektörü doğrudan ilgilendiren böylesine önemli bir konuda yıllardır uygulanabilir ve sürdürülebilir bir çözüm üretmemiş olması bu kaygıyı ciddi bir karamsarlığa dönüştürmektedir !

Bugün geldiğimiz aşamada enerji arzı, halkın gözünde verimsiz yönetildiğinden kuşku duyulmayan bir kurum tarafından, tek elden, eski bir teknolojiyle ve sürdürülebilir çevre prensibini gözetmeyen bir şekilde sağlanmaktadır. Santrallerin bacalarından çıkan salınımların halk sağlığına ciddi bir tehdit oluşturduğu gazetelerimizin ön sayfalarında sıklıkla yer almaktadır. Üstelik, fuel oilin satın alındığı andan, elektriğin vatandaşa ulaştırıldığı ana kadar her süreç kuşku duyulmayacak ölçüde şeffaf olması gerekirken, satış fiyatını oluşturan tüm unsurlar hakkında şeffaf ve güvenilir bir bilgi olmaması, tüketici güvenini de yok etmektedir.

Hal böyleyken, ekonomik büyüme için elzem olan rekabet edebilirlik sorununa bir çözüm bulmak için uğraş verileceğine, sürdürülemeyen bir işletmeyi ısarla sürdürmek adına halkın gözünde zammı meşru kılmayı amaçlayan açıklamalar yapılmaktadır. Bu, zaten ekonomik darboğaz içinde zorlukla ayakta kalmaya çalışan iş insanlarına ve tüm tüketicilere kötü yönetimin faturasını yüklemek demektir.

Enerji arzının adil rekabet kurallarına göre belirlenmesi, alternatif enerji modellerinin desteklenmesi, kabloyla elektrik temin edilmesi, tüketicilerin kişisel enerji üretiminde bulunup bununla sistemi desteklemesi, özel sektör odaklı yap-işlet modeli gibi çok sayıda ucuz, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir enerji arzı modeli varken, ısrarla artık sürdürülemeyeceği açık olan bu yapının bedelini zorla vatandaşın cebine yüklemek tüketicilerin adalet duygusunu da yaralamaktadır.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası, başta cari giderleri düşürmek ve maliyeti azaltmak olmak üzere, kısa, orta ve uzun vadede atılması gereken o kadar adım dururken, artık daha fazla sürdürülemeyeceği açık olan bir modelin bedelini yeni zamlarla vatandaşa yüklenmek istenmesini asla kabul etmeyecektir. Meclis’te yakın siyasi tarihinde görülmemiş ölçüde geniş bir desteğe sahip olan hükümet, geleceğimizi kurtarmak adına reform adımları atacaksa yanında bizi ve geniş bir tüketici kitlesini bulacaktır. Tersi durumda kaybeden yine Kıbrıs Türk halkı olacaktır.