ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİ ÖNEMSİYORUZ

29 Haziran’da yerel yönetim seçimleri ile birlikte anayasa değişiklikleri de halk oyuna sunulmuş olacaktır.
KKTC Meclisi’nin 1985 yılından beri yürürlükte olan Anayasa’da bazı değişiklikler yapabilmiş olması tek başına bile önemli olmakla birlikte, bu değişikliklerin bizatihi kendileri de oldukça önem taşımaktadır.

YARGI SÜRECİNİN ETKİNLİĞİ
Anayasa değişikliklerinden en önemlileri, yargılama alanı ile ilgilidir
Anayasa’nın 122’nci maddesinde yapılan değişiklikle, tüzüklere, yönetmeliklere ve tüm düzenleyici işlemlere karşı dava açmanın olanaklı hale getirilmesi ve yargıç sayısının artırılmasına olanak tanınması, önümüzdeki dönemde idari yargının yürütmenin denetlenmesi bakımından daha işlevsel hale gelmesini olanaklı hale getirilmiştir.
Bu değişikliklerin, yurttaşların da duyarlılık göstererek hakkını mahkemede de aramaya başlaması ile birlikte yürütme erkini ciddi şekilde denetim altına alma, yurttaşların hak ve hukukunu gözetme konusunda şimdikinden daha titiz davranmaya zorlayacağı açıktır.

YÜRÜTMENİN DENETLENMESİ
Anayasa’daki diğer bazı değişiklikler de yargı yoluna gidilmeden yürütme erkinin denetlenmesini kolaylaştırmıştır.
Ombudsmanın yetkileri artırılmış, Ombudsman re’sen harekete geçebilme, insan haklarına uygunluk denetimi yapma ve tüm idari birimleri denetleme yetkisine sahip kılınmıştır.
Sayıştay ile ilgili düzenlemeler de mali denetimin etkinliğini artırmaya yöneliktir. Sayıştay özerk bir anayasal kurum haline getirilmiştir.

ÇEVRE DUYARLILIĞI ARTACAKTIR
İş insanlarımız çevre konusundaki duyarlılıklarını 5 Haziran 2014 tarihinde yapılan “hadi temizleyelim” kampanyasına etkin bir şekilde katılarak ortaya koymuşlardı. Kuzey Kıbrıs Türk ekonomisinin motor gücü olan turizm, yüksek öğrenim ve konut sektörünün de çevre kirliliğinden büyük darbe aldıklarını da biliyoruz.
Anayasa’da yapılan değişiklikle çevre hakkı ciddi biçimde genişletilmiş, herkese çevre davası açma hakkı tanınmış, çevreyle ilgili uluslararası belgelerde yer alan katılımcılık, kirleten öder ve önleyicilik ilkelerine anayasal temel sağlanmış, devletin tüm organları bu ilkelere uygun davranma yükümlülüğü altına sokulmuştur.

TEMEL HAKLAR
Anayasa’nın temel haklar ile ilgili maddelerinde de önemli değişiklikler yapılmış ve yurttaşlarımızın temel hakları genişletilirken, sınırlama olanakları da daraltılmıştır.
Bütün bunların ötesinde, 144’üncü maddede yapılan değişiklikle yurttaşlara insan haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek Anayasa Mahkemesi’ne başvurma olanağı tanınmıştır.

MECLİS ÇALIŞMALARI
Kuzey Kıbrıs’ta, KKTC Meclisi’nin çalışma temposuna ilişkin yaygın bir eleştiri olduğu hepimizin malumudur. Esasında verimli çalışmak, en az çok çalışmak kadar önemli olsa bile, Meclis’in yaz tatili kısaltılması, çalışma sürecini uzatması bakımından önem arz etmektedir.
Yine, milletvekillerinin, kendilerinin, eşlerinin ve velayet altındaki çocuklarının mal ve para varlıklarını beyan etmedikçe ant içemeyecekleri, yani göreve başlayamayacakları, milletvekilliği bittikten sonra aynı şekilde servet beyanında bulunmazlar veya yalan beyanda bulunurlarsa yeniden aday olamayacakları hükme bağlanarak halkın milletvekilliğinin kötüye kullanılmasına ilişkin duyarlılığına önem verildiği gösterilmiştir.
Diğer bir değişiklikle, milletvekillerinin yasama dokunulmazlığı ciddi biçimde daraltılmış, milletvekiliyken veya daha önce suç işleyen milletvekilinin, milletvekilliği devam ederken yargılanması sağlanmıştır.

YETERSİZLİKLER
Bu olumlu değişikliklere karşılık, KKTC Anayasası’nda yapılan bazı değişiklikleri anlamak mümkün değildir.
119’uncu maddede yapılan değişiklikle, belediye organlarının hukuka aykırı işlemleriyle, bir belediyeyi bütçesinin onda biri oranında zarara uğratması halinde yargı kararıyla görevden alınmasının yolu açılmıştır. Bu konuda “onda biri” diye oran belirlenmesini anlamak mümkün değildir. Hukuka aykırı işlemlerin, hangi oranda olurlarsa olsunlar cezalandırılmaları esas olmalıdır.
Aşırı derecede politikleştirilmiş olan kamu yönetiminde çalışan kamu görevlilerinin siyaset yasağının, ciddi bir kamu reformu yapılmadan kaldırılmasının toplum hayatına getirecekleri bütün açıklığı ile netlik kazanmış değildir.
Tartışma kaldıran bu değişikliklerin yanı sıra, değiştirilmesi gereken daha pek çok Anayasa hükmünün bulunduğu kamuoyumuzun da sahiplendiği bir görüştür. Bu anlamda yapılan değişiklikleri “yetersiz” olarak tanımlamak pekala mümkündür.
Buna karşın, KKTC Meclisi’nin 1985 yılından beri yürürlükte bulunan Anayasa’da gerekli bazı değişiklikleri yapabilmesi ve bu konuda oybirliği sağlamış olması, bizi gelecek bakımdan umutlandırmaktadır. Bu umudu canlı tutmak ve benzer çalışmaların önümüzde dönemde de devam etmesini teşvik etmek amacıyla, halkımızı 29 Haziran’daki halkoylamasında anayasa değişikliklerine “evet” demeye çağırıyoruz.