KTTO – KTSO: Kamuda Statükonun Devamı Kabul Edilemez!

 Yoğun propaganda ve özellikle siyasilerin çelişkili popülist tavırları nedeniyle adı “göç yasasına” çıkan Kamu Çalışanlarının Aylık (Maaş-Ücret) ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasası ne yazık ki özel sektör odaklı büyüme modeli ile bağdaşmıyor. Bu yasa ile ilgili gelişmeler, KKTC’de yasaların, tamamen popülist ve kamu kaynaklarına el koyma çabalarının sonucu olarak ortaya çıktığının yeni bir kanıtını oluşturuyor.

Oysa hepimizin bildiği gibi, KKTC’de toplam istihdam 2013 verilerine göre 101.181’dir. İstihdam edilenlerin sadece %16,8’si kamu yönetiminde çalışmakta, geri kalan 84 bine yakın insanımız tarımdan sanayiye, ticaretten turizme, finanstan yükseköğrenime özel sektör tarafından istihdam edilmektedir. Yukarıda andığımız yasa gerçekte birer “göç yasası” ise ve bu yasaya uygun olarak istihdam edilenlerin göç etmesi kaçınılmaz bir sonuç ise, kamuya giremeyen binlerce kişinin şimdiye kadar çoktan göç etmesi gerekirdi.

Kamu yönetiminin toplam istihdam içerisindeki payı KKTC’de yaklaşık %16 iken, bu rakam Güney Kıbrıs ve Türkiye’de %6’larda bulunmaktadır. Kamu sektörünün bu kadar büyük olması, bütçenin yaklaşık %80’inin personel ve cari harcamalara gitmesine ve sağlık, eğitim, altyapı gibi alanlara yeterince kaynak ayrılamamasına neden olmakta; sonuçta reel sektör gelişememekte, kamu hizmetleri aksamakta ve dışa bağımlılık artmaktadır.

Kamu sektörünün daha fazla büyütülmemesi ve kamu kaynaklarının reel sektöre kanalize edilmesi konusunda en önemli hususlardan bir tanesi kamuda istihdamı sınırlayan ekonomik program, diğeri ise kamuya yeni girişlerde maaşları düzenleyen yasal mevzuattır. Bu kararlar diğer yapısal reformlarla birlikte ilerleyen dönemlerde KKTC ekonomisinin reel sektör öncülüğünde büyümesini sağlayacak unsurlardır.

Bir yıl içerisinde kamuda işe alınacak personel sayısı yaklaşık 350 olmakla birlikte, her yıl sadece üniversitelerden mezun olan vatandaşlarımızın sayısı iki binin üzerindedir. Bu rakama liselerden mezun olup da üniversiteye gitmeyen kişiler eklendiğinde ortaya ciddi bir istihdam sorunu çıkmaktadır. Bu sorunun üstesinden gelebilmenin, birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede olduğu gibi, reel sektörün güçlendirilmesi, girişimciliğin desteklenmesi ve gençlerimizin kendi iş imkânlarını yaratmalarıyla mümkün olacağını unutmamalıyız.

Hükümet hiçbir şekilde taviz vermeden mali disiplini sağlamalı, kamu sektörünün toplam ekonomi içindeki payı azaltılmalı ve özel sektör öncülüğünde ekonomik büyümeye önem verilmelidir. Bu kapsamda zamanında bu yasaları geçiren önceki ve mevcut hükümetteki siyasi partiler Kamu Çalışanlarının Aylık (Maaş-Ücret) ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi Değişiklik Yasa Tasarısını kabul etmemeli; yaptıkları düzenlemeleri kararlılıkta devam ettirmelidirler. Kıbrıs Türk halkının ekonomik varoluşu, kendi ayakları üzerinde durabilen bir ekonomi yaratılmasına bağlıdır. Elbette ki toplumdaki tüm kesimler mevcut şartlardan çok daha iyi bir yaşamı hak etmektedir. Bütün çabalarımız da bu amaç doğrultusunda olmalıdır. Fakat ekonomik gerçeklik üzerine kurgulanmayan, sürdürülemeyen bir ekonomik yapılanma üzerinde ısrar etmek, gelecek kuşakların refahını bugünden tüketmek demektir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası ve Kıbrıs Türk Sanayi Odası